Gelsin Hayat Bildigi Gibi Aciya Tutunmak Soundtrack
CLICK HERE >>>>> https://urlin.us/2tD9bD
Öte yandan herkes ona piç ya da piç kurusu demiş hayatı boyunca, çünkü ortada bir baba yok. Bu baba bilinmediğinden olsa gerek, kimse adını anmıyor. Dahası annesi hafifmeşrep bir kadın. Birlikte olduğu erkeklere karşı hemen hemen hiç seçici davranmıyor ve bu benim aynı zamanda bir anneyi korumakla yükümlü olmaktan ötürü hissettiğim vicdan azabının kibarcık bir ifadesi olmakla kalıyor sadece. Yoksa onu tanıyan herkes ona orospu diyor. Böyle bir annenin kızı olarak yaşamaya çalışıyor Dunya. Güzelliğini saklıyor. Okumakla, resepsiyonist olmakla bir yere varamayacağını düşünüyor. Bir çıkar yol arıyor kendine. Bu yüzden uyuşturucu satıcılığına başlıyor. Torbacı olup çıkıyor. Kafası çalışıyor, cesareti ondan önce gidiyor ama şansı her zaman yaver gitmiyor. Çok dayaklar yiyor, finalde dizlerinin üzerine çöküyor umutsuzca, gökyüzüne çeviriyor başını, dolunay var isli puslu, af diliyor gökyüzünden, nedamet getirse de nafile. Böyle bir son olmak zorunda mıydı dediklerini duyar gibiyim filmi izlemiş olanlarınızın bir kısmından. Çünkü ben de düşündüm kendi kendime, neden selamete çıkamadı bunlar diye. Reva mıydı bunca eziyet bu genç bedenlere diye. Fakirler neden hep fakir kalıyorlar diye soruyordu Rebecca. Zenginler her şeyi aldıklarından değil, fakirler asla cesaret edemediğinden bu böyleydi ona göre. Gözlerini kapatıp, hayal etmeliydin para sana gelsin diye. Para bir enerjiydi, bir akıştı sadece. Önce sen parayı bulmalıyım demeliydin kendi kendine. Ama işte parayı da bulsan, işler karışabiliyordu bir noktadan sonra. Her şeyin kontrolümüz altında olduğunu sanıyoruz ya. Öyle değil işte. Bir küçücük sapma, işte böyle her şeyi ve herkesi dönülemez bir noktaya getirebiliyor bir anda.
8 Bir gün önceki şehir turumuz aklıma gelince gülümsedim. Ryan T Harry Sailv yle Tanışınca filminde geçen Katza öğlen yemeğine götürmüştüm. Sallynin sahte orgazm sahnesini canlandırması için ısrar ettiğimde Hayatta olmaz demişti. Sen yap asi olan sensin. Sesinde alaycı bir ton belirmiş on yıl önceki gençlik rollerimize bürünüvermiştim. O kasabanın yakışıklı genci bense herkesin dışladığı artık klişeleşmiş bir ucubeydim. Tanrım hayatımın o döneminden hep nefret ettim. Keşke gençliğimdeki ben o zamanki halimi görebilseydi Kollarımı kavuşturdum. Pis pis sırıtıp Ben Harryyim ama dedim. Sen hep böyle derdin. Yani bu saatten sonra rolleri değişenleyiz. Hadi ama Ryan bekliyorum bak. Utanmıyorsun değil mi Yoksa başaramam diye mi korkuyorsun RyanTn bu tarz bir meydan okumayı asla göz ardı etmeyeceğini bildiğimden için için gülüyordum. Ve tıpkı yapacağını bildiğim gibi mecbur kaldığı şeyi yerine getirdi. Her zamanki bronz teni garip bir somon rengine bürünmüştü. Doruk noktasına ulaştığında nasıl da anıra anıra gülmüştüm Sonra pastırmalı sandviçinden koca bir ısırık aldı. Yanakları hala al aldı. Ry bunu ömrüm boyunca unutmayacağım Kahkahalarla gülerek masasının üzerinden uzanıp dudaklarından öptüm sonra da suratımı ekşittim. Iyy nefesin de leş gibi Doğu Yakasından Central Parka girerken Ryan adımlarını iyice yavaşlattı. 79. Transverse boyunca yürüyerek Conservatory Pondun önünden geçtik ve Bethesda Çeşmesine geldik. Çok güzel değil mi Moll dedi Ryan sessizce. Elimi okşarken dev çeşmeye ve ortasındaki Suların Meleği heykeline baktık. Binbir hediye paketini yırtıp açtıktan sonra nihayet ulaştığınız o büyük ödül gibiydi. Sandallarla kaynayan masmavi gölün ortasında kürek çekenler suda ağır ağır süzülen tek tük gondollar derken bütün manzara yemyeşil ağaçlarla çevrilmiş ve güneşte parlayan ışıl ışıl gökdelenler de dekoratif bir dokunuşla bitiş çizgisini çekmişti. Etrafımız yürüyüş yapan koşan insanlarla fotoğraf çeken turistlerle bisikletçilerle pusetlerini itekleyen annelerle köpek dolaştıranlarla ofis çalışanlarıyla ve üniversite öğrencileriyle çevriliydi fakat buna rağmen park bize hiç de kalabalık gelmiyordu. Sanki hepimiz parkın kendine has ipodunun içine tıkıştırılmıştık kahkahalarımızla laklaklarımız rüzgara trafiğin bitmek bilmeyen uğultusuna ve yanımızdan geçen bisikletlerin vızıltısına karışıp Şehir için mükemmel bir soundtrack oluşturmuştu. Konuşamayacak kadar mutlu olduğum için Ryana sadece başımı sallayarak cevap verebildim. Herhalde bundan daha romantik bir New York deneyimi olamazdı Ryanın utanmadan sevdiği o romantik komedi filmleri olsun benim taptığım Sex and t henin bölümleri olsun bu parkı kaç kere beraber görmüşlük Tarihteki en meşhur kurgusal romantik anların bazılarının bu parkta geçtiğine şahit olmuştuk. Harry Sally yle Tanışıncaaz Billy Crystal ve Meg RyaıTın iki yakın arkadaştan öte olduklarını fark etmesi Giizcl Bir Giinde Clooney ve PfeilYerın çocuklarıyla beraber su göletlerinin içinde oynaması Tesadüfte Cusack ve Bec-kinsalein Wolfmaıı ringindeki buz pateni kaçamağı... Ve şimdi biz oradaydık. Gerçek hayatta. Nihayet. Mutluluğumun etkisiyle derin bir iç çekip ağaç yapraklarının arasından sızan kış güneşini çekmek için fotoğraf makinemi kaldırdım. Sonra açımı değiştirip Ryanın güneşi arkadan alırken bir pozunu yakaladım. Saçına vuran ışık yüzünden bir melekten farkı yoktu. Onu kendime çektim ve yanak yanağa bir pozumuzu çekmek için kamerayı önümüze tuttum. Ağaçların ardında yükselen şıkır şıkır parlayan gökdelenleri de kareye alabilmek için kamerayı bel hizasına kadar indirip lensini de biraz yukarı kaldırdım. Bir an aklıma babamın John Constableın Leigh on Seadeki evin duvarında asılı duran Hadleigh Kalesi adındaki tablosuyla ilgili söylediği söz geldi. İşte doğanın gücüne boyun eğen insan yapımı bir şekil Sonra da Ryanı beni ve zaman içinde özene bezene büyüttüğümüz bu kadar güçlü bir şeyi az kalsın mahvettiğimi düşündüm. Ve ardından da aklıma Ryanm daha önce beni nasıl New Yorka getirmeye çalıştığı geldi... Gözümden birden yaşlar boşandı hemen elimle yüzümü sildim. Ryanla birbirimize bu konuyu bir daha asla açmamaya yemin etmiştik. Hıçkırıklar arasında Çok özür dilerim diyerek ona sarıldım.
119 Özellikle de ben diye cevap verdi. Sen başına buyruk bir kadınsın. Bununla da gurur duyuyorum. Bana bugüne kadar söylediği en büyük iltifat buydu. Sonra Şimdi söyle bana Molly kumsaldaki düğünde ne giyilir diye ilave etti. Hiç merak etme Jackie yardım edecektir diye cevap verdim. Sonunda pembe frak giymiş olarak pırlantalı bir üstle ortaya çıkabilirsin Ryan kapıya yöneldiğinde umutsuzca Şunlara bakamayacağından emin misin diye sordum. Çok önemli... Geri dönüp bana sıkıntıyla baktı. Bebeğim seni seviyorum. Ama ne olduğunu bilmediğim bir sürü şeye bakmam ne işe yarar ki Tipik erkek diye homurdandım. Detaylarla uğraşmazlar. Derin bir nefes alarak geri döndü. Bak hafta sonu bunların üzerinden birlikte geçelim şimdi kapıdan çıkarken değil. Tamam mı Molir Başımı salladım boğazıma bir şey düğümlendi. Yalnızca düğünümüzün senin listende sonuncu sırada olmasını istiyorum bilirsin dedim. Burnumdan öptü ve gülümsedi. Moll bilirsin ki ben liste yapmam. Hafta sonu hepsinin üzerinden geçeriz. Cuma günü iş seyahatine gideceğim hatırlıyorsun değil mi dedim. LAda kapak çekimi. Ryan gülerek çenemi gıdıkladı. Bir sürü insan buna sevinir dedi. Ama çoğu insan da yedi hafta içinde evlenmiyor diye itiraz ettim. Beni kollarına aldı ben de her zamanki gibi orada eriyiverdim. Molly her şey çok iyi olacak. Hiçbir listeye başka bir sürü ıvır zı-vıra ihtiyacımız yok. Sen ve ben bir de şahitler yeter. Başka bir şeyin önemi yok. Gülümsemekten kendimi alamadım. Haklı olduğunu biliyordum. İkimiz de çok yoğun olduğumuz için kendimi çaresiz hissediyordum. Ryan devamlı telaşlanmama gerek olmadığını söylüyordu. Birlikte zaman geçirmeyi ihmal ederek veya başka şeylerin araya girmesine izin vererek tekrar aynı hataya düşmekten korkuyordum. Son kısmı yüksek sesle söylemiş olmalıyım ki Ryan yanıma gelip bana sarıldı. Gözlerimi kapattım. Sadece yedi hafta sonra evleneceğimizi ve halayına gideceğimizi düşün. Yeni Zelandada bir ay düşünsene Buna yoğunlaş. Yeni hayatımıza başlangıcımız çok harika olacak. Ama öncesinde biraz zorlanacağız. Şimdi izninle diyerek eğildi alnımdan öptü. Gitmem lazım. Daha onu öpemeden kapıdan fırlayıp gitti. Seni Özledim Öpücüğü Hayatınızda biriyle öpüştüğünüz anda onun sizden daha o esnada uzaklaştığını hissettiğiniz oldu mu hiç Onların dudaklarının artık öpmek için sizin olmadığını düşündüğünüz oldu mu Gözlerinizi kapatıp o tek öpücüğe umutsuzca tutunmak sonradan anımsamak üzere o anı beyninize ve kalbinize kazımak istediğiniz oldu mu Belki de bu öpücük partnerinizle değil de çocuğunuzla yakın arkadaşınızla veya anne-babanızla da olmuş olabilir mi Bugünlerde kollarımı annemin boynuna dolayıp onu sıkıca sarmalıyor onun tanıdık limoni kokusunu içime çekiyor buruşmuş tenini kendi tenimde hissederken yakın gelecekte bana artık şartlamayacağı için acaba o da aynı şekilde mi bana sarılıyor diye düşünüyordum. Belki gözlerini kapatıp beni beşikte salladığı günleri veya ilk öpücüklerimi anımsıyor olabilir miydi Belki bir gün gelip canımın istemeyeceği veya Tanrı korusun onu öpemeyeceğim günler gelir diye her birinin tadını almaya çalışmış mıydı acaba Beni çok sevdiği için kaybedebileceğinden korkuyor muydu her zaman Her öpücük beni ondan ayrılış zamanıma bir adım daha m yaklaştırıyordu Annem hep ebeveynliğin uzun bir veda öpücüğü olduğunu söylerdi ve bazen bunun benim hayata bakış açımın aynısı olduğunu düşünmeden edemiyordum. Her öpücük ne kadar önemsiz olursa olsun örneğin karşılaşınca öpüşme teşekkür öpücüğü veya görüşürüz öpücüğü her biri son olacakmış gibi düşünülmeliydi. Bunun sanki hiç kapanmayacak kalıcı bir yara olduğunu biliyordum. 781b155fdc